Güngören Masaj Salonu

Güngören Masaj Salonu

“hemen hemen önemli bir gelişme yok, ” dedi Waaler. “Kapı kapı dolaşıp tüm komşulardan bilgi toplamaya çalışıyoruz. Güngören Masaj Salonu Çevredeki tüm dükkanlarla konuştuk. O sırada olay yerine yakınlarda bulunan taksileri denetim ettik, muhbirlerle mevzuştuk ve de sicili hafifçe bozuk olan arkadaşlarının hepsinin vaka sırasında yaptıklarını söyledikleri şeyleri denetim ettik.

Elimizde hiç şüpheli yok ve gerçeği söylemek gerekirse katil bildiğimiz biri değil. Hiçbir cinsel saldırı belirtisi yok. Para ve kıymetli eşyalara dokunulmamış. Ne bildik bir iz, ne de akla gelen bir isim. Ne şu kopan parmağı ne de elmasın izini bulabildik… “

Güngören Masaj Salonu

Møller karnındaki guruldamayı hissetti. Açlıktan olmasını ümit ediyordu. “Öyleyse bana verecek iyi bir haberin yok.” “Majorstua polis karakolu bize üç adam gönderdi. Böylece soruşturmanın stratejik kısmında çalışan on adamımız oldu. Ve de Kripos’taki teknisyenler evde bulunanların elden geçirilmesinde Beate’e yardım ediyorlar. Tatile karşın yeterince adamımız var gibi görünüyor. Anlatabildim mi?”

“Teşekkürler, Waaler, ümit ederim hep bu şekilde gider. Yeterince adam olmasını diyorum.” Møller telefonu kapattı ve yeniden gazetelere yok edilmeden önce pencereden dışarıya baktı. Ama nedense gözlerini polis merkezinin bahçesinden ayıramamıştı. Grønlandseiret’ten binaya doğru yürüyen birisini fark etmişti. Sözü edilen birey hızlı yürümüyordu fakat mutlaka nereye gittiği belliydi:

Direk polis merkezine geliyordu. Møller ayağa kalktı ve koridora çıkıp Jenny’ye birazcık daha kahve ve ekstra bir fincanla odasına gelmesini söyledi. Sonrasında odasına döndü, yerine oturdu ve aceleyle çekmecesindeki eski evrakları karıştırmaya başladı. Üç dakika sonra odasının kapısı çalınmıştı. “Gel!” diye bağırdı Møller başını elindeki kağıtlardan kaldırmadan.

Skippergata’da bir kliniğin yanlış ilaç vererek iki chow chow’unun ölümüne sebep bulunduğunu belirten bir köpek sahibinin on iki sayfalık şikayet istekçesini inceliyordu. Møller köpeklerin kazandığı ödülleri ve her ikisinin de Tanrı vergisi bir şekilde iyi mi yeteneklerle donatıldığını ve ne kadar cins olduğunu okumaya dalmıştı ki kapı açıldı ve Møller el işaretiyle içeri girmesini söyledi. “Aman Tanrım, ” dedi Møller nihayet başım gömüldüğü kağıtlardan kaldırdığında. “Seni kovduk zannediyordum.”